29 Eylül 2017 Cuma

YOL MESELESİ...

29 Eylül 2017 Cuma


Yol işte çekiyor... Mesele yolda olmak, bir yere varmak hiç değil. Mesele seyahat etmek, sıhhat bulmak. Mesele hatıralar bırakıp, anılar biriktirmek. Gezmek, yaşamak, nefes almak... Mesele bir tek şeyi görmeye gitmek değil, yolda giderken gördüklerin aslında. Yeni şeyler görmek, öğrenmek, deneyimlemek... Bacakların titreyene kadar hiç bilmediğin topraklarda yürümek. Mesele dertlerden kaçmak için yola çıkmak değil, beraberinde götürüp yollara saçmak dertleri, hafiflemiş dönmek...


Çoğu insan Seyahat ve tatil kelimelerini karıştırıp ikisinin aynı şeyler olduğunu düşünmekte. Tatilciler yolculuğun sonundaki varış noktasına odaklanır bedenen stabil kalmayı tercih ederler, seyahat edenler ise varış noktasından bağımsız yolculukta görüp deneyimlediklerine... Kesinlikle tatilin kötü bir şey olduğunu söylemiyorum zaman zaman insan bedeni ona da ihtiyaç duyuyor. Ama seyahat etmenin tatilden daha çok mutluluk verdiğine adım kadar eminim. Bir kere yollara düştükten sonra bir daha asala seyahat etmenin verdiği mutluluktan, sağlıktan, sıhhatten vazgeçemeyeceksiniz. Ve en önemlisi bence seyahat ettikçe insan ön yargılarından dar görüşlülüğünden ve at gözlüklerinden sıyrılıyor...




Ne yöne gidersen git, -doğu, batı, kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu kendi içine doğru bir seyahat olarak düşün. Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.

Seyahatle kalın. Şimdilik Kaçtım Ben :)

TAYLAND SİNGAPUR MALEZYA BÜTÇESİ

Gel gelelim 15 günlük Tayland (9 gün) Malezya (4gün) Singapur (2 gün) gezimizin bütçesine sanırım insanların en merak ettiği araştırdığı mevzulardan birisi de bu. Açıkçası kısıtlı bütçeye sahip olup bizim gibi bir şeylerden kısarak gezmeye çalışan insanlar için en önemli kısım bütçe.

2 kişilik gezi masrafımız ( Evli çift)

Bangkok Hotel : 330 TL ( 3 geceRed Planet Surawong)
Bangkok Yeme içme ulaşım alışveriş : 700 TL ( 200 )dolar
1 GECE HAVA ALANINDA KONAKLAMA :)
Bangkok-Phuket uçuş Kişi başı : 70 TL x 2 = 140 TL Nokair
Phuket Hotel : 120 TL (3 gece  Red Planet Patong)
Phuket yeme içme ulaşım alışveriş turlar : 700 TL (200 dolar)

Bu arada Turlara değinmek istiyorum. Phuket turları öyle hayal edildiği gibi ucuz değildi bize göre. James bond adaları turunu pazarlıkla 130 tl den satın aldık. Şnorkelli dalış turunuda 60 Tlden. Bunlar kişi başı fiyatlar. Malesef bütçemizin dışına çıkmamak adına phi phi turuna katılamadık . Seçimimizi bu seferlik James Bonddan yana kullandık. Avantajları ise gün boyu turda olduğundan ekstra harcama yapmıyorsun ve yemek dahil. Kapıdan alıp kapına geri bırakıyorlar. Phukette muhakkak ama muhakkak yapılması gereken şey turlara katılmak birbirinden güzel cennet adaları görmek. Yoksa ki Phuketin içinde görülmeye değer pek birşey yok.

Phuket-Singapur Uçak biletleri kişi başı : 90 TL x 2 = 180 TL Jetstar.
Singapura indiğimiz gece havalanında konakladık :)
Singapur Kapsul Hostel: 120 TL ( 1 gece ABC HOSTEL )
Singapur Bütçesi: 350 TL (100 Dolar)
Singapur-Malezya Otobüs bileti : Sanırım en konforlu ve en ucuz ulaşım şeklimizdi :D Kişi başı 10 ar singapur dolarına Başkent Kuala lumpura geldik.

Malezya Konaklaması : Couchsufing ( Yerel aile yanında konaklama)
Malezya Bütçesi : 350 TL (100) dolar
Malezya- Bangkok Uçak bileti : 200 TL x 2 = 400 TL Royal Jordanian (Biz puan kullandık bu bilet için 200 liralık yani uçuşumuz toplamdan 400 değilde 200 tlye mal oldu bize)
Bangkok son gece havalanı yakınında konaklama : 70 TL

Toplamda Bu gezinin Maliyeti bize 3.300 Tl gibi bir fiyata mal oldu. Ki Türkiyede 5 yıldızlı bi otelde bu fiyata asla tatil yapamazdık :) Ve bu kadar eğlenemezdik. Biz tutumlu gezginler olduğumuz halde daha az harcayabilirdik bence . Çanta kamera hediyelik vs gibi bazı kıvır zıvır şeyler almasaydık çok daha uygun gezebilirdik.

Kaldığımız Hoteller Ailelere uygun temiz ve ucuz bütçeli merkezi hotellerdi. Ucuz temiz otel arayan herkese Red Planeti tavsiye ederim. Bangkok'daki odamız Patpong Gece Pazarına ve Hava rayına 150 metre gibi bi mesafedeydi . Her yere yürüme mesafesindeydi ve çok yeni bir Hoteldi.
Phukette'ki Red Planet Bangkoka göre biraz daha eskiydi ama fiyat performans karşıması yapıp 3 gecenin 120 tl olduğunu düşünürsek harikaydı. Singapurda'ki hostel ise bir gece için ehhh fena değildi zaten sadece uyumak için kullandık. Singapur'da çok daha uyguna ranzalı hosteller mevcut lakin başörtülü ve evli bi çift olarak biz perdeli kapsul hostel tercih ettik, eh onlarda diğer hostellere göre bir tık pahalılar. Niye hotelde kalmadınız derseniz en uygun temiz oteller gecelik 300 tl den başlıyordu. Sadece uyumak için uğradığım bir mekana açıkçası o kadar ücret vermeye gönlüm el vermedi :)

Uzun lafın kısası korkmayın. Yola çıkın. Biz gerekirse az yedik çok yürüdük ama çok gördük çok öğrendik. Başka ülkeler, başka hayatlar, başka kültürler görmek gerçekten paha biçilemez. Yola çıkmadan önce bu gezilerin ne kadar da kıymetli olduğunu insana neler kattığını anlayamıyor insan. Cesaret edin yola çıkın... Herşey güzel olacak...

Tayland - Bangkok
Grand Palace

Tayland - Phuket
James Bond Adası

Singapur - Marina Bay 

Malezya - Kuala Lumpur
Merdaka Meydanı




Seyahat için yaptığın yatırım kendin için yaptığın en iyi yatırımdır.” – Matthew Karsten

Seyahatle kalın. Şimdilik Kaçtım Ben :)


24 Ağustos 2017 Perşembe

TEZATLIKLAR ŞEHRİ BANGKOK...

24 Ağustos 2017 Perşembe
Gökyüzünü delercesine uzanan beyaz gökdelenlerin griye döndüğünün resmi, bir yandan da rengarenk tapınaklar saraylar...  Gökdelenlerin, lüksün, şatafatın, zenginliğin yanı başındaki ara sokakta kapısız evlerde barakalarda yaşayan mutlu insanların şehri. Trafikte kapana kısılmış lüks arabaların yanı başında trafiğe kafa tutarak hız yapan tuktukların, motorsiklerle kafeslerde canlı hayvan taşıyanların şehri... Bangkok! Katlarca uzanan gökdelenlerin, avmlerin, plazaların yanı başında şehri örercesine açıktan sarkan milyonlarca elektrik kablosunun normalleştiği kent. Gökyüzünde süzülen uzak trenine eşlik eden milyonlarca kablo... Pis hijyenden uzak tezgahlardan kahve ve yemek alan takım elbiseli, gayet zengin ve elit görünümlü tipler... Kadın olmak isteyen erkekler, erkek görünümlü kadınlar. Kız mı erkek mi karar veremediğiniz tipler... Ve aklıma gelmeyen daha yüzlerce tezatlık. Grinin ve tezatlığın şehri Bangkok. Aklımda da kaldı kabimde de....




22.07.2017 CUMARTESİ 
BANGKOK-TAYLAND

İstanbul Sabiha Gökçenden Doha aktarmalı olarak Bangkoka uçtuk. Sabah 7 buçukta uçağımız Bangkok'a varmıştı. Eşim ve ben bilinmez duygular içerisindeydik. Birlikte çıktığımız ilk yurt dışı seyahatimizdi ve de bizi neyin beklediğini bilmiyorduk. Gergindik belkide biraz. Birazda korkuyorduk.

İlk korkumuz pasaport kontrolü içindi. Zira müslüman olduğu için terorist muamelesi gören bir kaç kişinin yazısını görmüştüm Tayland ile alakalı. Pasaport sırası hızlıca aktı sıra bize geldiğinde tek bi soru bile sormadan kontrolden geçmiştik. Hem rahatladık hemde şaşkındık bu kadar kolay olabileceğini tahmin etmemiş sanırım bu konuda fazlaca kuruntu yapmıştık.

Hemen sora sora şehre giden metroyu bulduk. Henüz klimaların etkisindeydik ve hala dışarıda bizi nasıl bi hava beklediği soru işaretiydi. Biletlerimizi metronun son durağı için aldık ve kişi başı 4.5 tl ödedik. Aslında bu bi çeşit hava rayıydı. Yani yolun üstünden giden bir tren. Etrafı izleye izleye son durağa geldik ve aktarma yapmak üzere istasyondan dışarı çıktığımızda beklenen sıcak bizi hunharca karşıladı :) Nefes almaya çalıştıkça , nefes almana izin vermeyen ,ciğerlerine dolan bir nem. Ama nasıl bir nem. Mersinde bulunanınız olmuşsa bilir nemi, oranın 10 katı belki. Otelimize varana kadar su içinde kalmıştık. Otelin kapısından girdiğimizde bizi karşılayan hava sanki soğuk hava deposuna giriyormuşsun hissi verdi sucuk gibi olmuş bedenlerimize. Yinede güzeldi, buz gibi. Otele varışımız 10.00 . Check in saati 14.00. Erken check in yapamıyoruz bütün odalar dolu. El mahkum valizleri bırakıp 14.00a kadar ufak bi keşif yapalım dedik. Yorgun ve uykusuzuz. Şaşkınız da. Yine de çok bi seçeneğimiz yok. Kısa bi tur atacağız etrafta.

Hava alanından aldığımız harita sayesinde ufak ufak yürüyoruz derken Nehir kıyısına giden bi yol ayrımına kadar geldik. Elimizde harita var ama hangi yolun nehre gittiği konusunda şüpheliyiz.
Hemen solumuzdaki biz dükkanın önünde sandalyede oturan 70li yaşlarda bir amca bize doğru geldi.
-Nereye gideceksiniz?
-Nehire gitmek istiyoruz.
-Aaaa nehirrr. Bu taraftan (sagdan giden yol ayrımını gösteriyor, ama haritada soldan gitmemiz konusunda bi fikir oluşmuştu kafamızda, neyse ondan iyi mi bilcez.)

Dört şeritli yoldaki bütün arabaları eliyle durdura durdura bizi karşıya geçiriyor. Ne kadar da yardımsever tatlış bi amca.
-Müslüman mısınız?
-Evet Elhamdulillah müslümanız.
-Bende Müslümanım. İsmim Abdullah. Dedem buranın imamlarındandı. Elhamdülillah elhamdülillah.
-Aaaa şuna bak Hikmet Amca müslümanmış, harika, daha ilk defa konuştuğumuz tay amca müslüman çıktı ! çok şanslıyız.

Yol o kadar büyük ki bunca şeyi cidden karşıdan karşıya geçene kadar konuştuk. Tam karşıya geçirdi bizi Abdullah amca.
-Abdullah amca çok sağol teşekkür ederiz. (yola devam edicez ki)
-Bir hanım eşine iyi hizmet etmeli, Eşine güzel şeyler giydirmelisin. (Hikmetin kolundan tutar) Hemen şurda bi dükkan var, kocana güzel bir gömlek al. Vallaahiii çok ucuz Vallahii. Tayland çok pahalı. Ama Vallahi çok ucuz bu dükkan hem de müslümanlar.

Haydaaaaa. Dakka bir gol bir :) Bu tarz üç kağıtçıları, zorla mağazaya götüren tuktukçuları duymuştum ama bu kadar da ilk dakkadan insanın başına gelir mi arkadaş :) Şansında bu kadarı.
Amca hikmeti kolundan tuttu takip et beni diyor.

-Amcacım biz bugun daha yarım saat evvel geldik şimdi işimiz varr.
-Vallahi çok ucuz gel. Hemen şu dükkan

İnsan kıramayan doğamız gereğince ve yorğunluğun şaşkınlığın etkisiyle Abdullah amcanın bizi götürdüğü dükkana girdik. Dükkan dediğime bakmayın. Terziymiş meğer. Kumaşlar, mankenler, mankenlerin üstünde dikilmiş gömlekler takım elbiseler var. İçerdeki adam bize bütün kumaşları açmaya fiyatları anlatmaya başlıyor. 

-Bi sanıye açmayın lütfen. Bizi buraya abdullah amca getirdi onun hatrı için geldik şöyle bi göz atalım. Henüz geleli bi saat oldu Taylanda. İnşallah başka bir gün geliriz.

Abdullah amcaya döndüm:

-Abdullah amca biz çok yorgunuz. Başka bir gün söz geliriz şuan gömleklik bir işimiz yok gidelim biz.

Abdullah amca sandalyeye oturdu arkasını döndü yüzümüze bakmıyor. Yok artık. Adam resmen trip atıyor. Küstü bize. Güle güle bile demedi. Hayırlı işler dileyip dükkandan koşarak uzaklaştık ve geçtiğimiz yoldan nehri bulmak üzere devam ettik. Hem başımıza gelen olayın mukayesesini yapıyoruz hemde nehri bulmaya çalışıyoruz. Yorgun ve üstüne şok olmuş durumdayız. İlk günden bloglarda okuduklarımın başımıza geleceğini açıkçası beklememiştim.











"Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlayamayabilirsin. şimdi başla!. şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla. "

Seyahatle kalın. Şimdilik Kaçtım Ben :)

İÇE YOLCULUK...



En pahalı ev, en son model arabalar ya da en pahalı takılar isteyenlerin , başka kültürleri öğrenmek, yeni yerlere seyahat ederken aslında benliğine seyahat ettiğini öğrenmekte benim olsun. Çünkü kendime yaptığım en büyük yatırımım bu benim. Seyahat etmek...

Kilometreler aştıkça benliğimi de aştığımı ve daha çok tefekkür ettiğinm, kocaman dünyamızda ne kadar da küçücük minicik olduğumu gördüm. Dağlar, taşlar, şelaleler, ucu bucağı olmayan masmavi okyanuslar, siyah, sarı, beyaz rengarek insanlar, envai çesit din, dil, ırk... Sonsuz sayısız tefekkür kaynağı!

Kilometreler aştıkça ne kadar da gereksiz şeylere ihtiyaç duyduğumu, Aslında bu dünyada bir göçebe olduğumu, bu kadar çok şeye ihtiyacımın olmadığını, luzumsuz yerlere akıl almaz paralar harcadağımı, neredeyse hiç birinin aslında temel ihtiyaçlarım olmadığını gördüm. Az parayla çok yol gidebileceğimi öğrenip bunu hayatın her noktasında kullanmaya başladım. Seyahat ettikçe yardım etmenin ve edilmenin ne kadar da paha biçilemez olduğunu görüp kanıksadım.
 Dünya gezilip görülecek o kadar güzelliklerle doluki, hayal etmesi güç görmeden.
 Amacım daha çok yer görüp daha çok ilham almak insanlardan, hayattan, doğadan, iyiliklerden...
7 yıl 7 ülke Hayalim gerçeğe döndü. İlerleyen zamanlarda Daha çok seyahat edebilmek dileğiyle.
 Şuraya da özlü bir söz bırakayım gitmeden:

Bundan 20 yıl sonra yaptıkların değil, yapamadıkların için üzüleceksin; dolayısıyla halatları çöz, güvenli limandan uzaklara yelken aç, rüzgarı yakala, araştır, düşle, keşfet. 
-Aldous Huxley-

Seyahatle kalın. Şimdilik Kaçtım Ben :)


Seyahate Çıkmadan Yapılması Güzel Olacak Şeyler Listesi :)

1. İlk ve ilk sırada bence sadaka vermek var. Az sadaka çok bela def eder. Yol hali her zaman stabil hayattan zordur. Nelerle karşılaşılacağı muammadır. Yolculukta bela ve musibetlerin yaşanabilmesi pek tabii ihtimal dahilindedi. Yol selameti için benim ilk yaptığım şey az da olsa sadaka vermektir.

Hz. Ali radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Sadaka vermede acele edin. Çünkü belâ sadakanın önüne geçemez." (Feyzu'l-Kadîr, 3, 195).

Hadis-i şerifte “Sadaka Rabbin gazabını söndürür ve kötü ölümden kurtarır.” buyurdu

2. Arayabildiğim kadar çok insanı arayıp helallik almak. Tamam ölüme gitmiyoruz herhalde diyenlerinizi duyar gibiyim :) Olsun her an her saniye helalleşmenin nesi kötü ki.


“Biriniz yolculuğa çıkacağı zaman, din kardeşleriyle (helâlleşip) vedalaşsın. Zira Allâhü Teâlâ, kardeşlerinin duâlarında onun için bereket ihsan eder.”

(Hadîs-i Şerîf, Feyzu’l-Kadîr)


3.  Bu anektot özellikle hanımlar için :) Yola çıkmadan evi temizlemek... Döndüğünde zaten bi ton çamaşır işi bavul boşaltma seromonileri olacağından en güzeli evi tertemiz mis gibi ak pak bırakmak. Emin olun dönünce bunu yapmadığınıza pişman olacaksınız :D Seyahat dönüşü temiz bir eve girmek gibisi yok. Özellikle buzdolabında bozulacak yiyecekler unutmamak paha biçilemez olur :)

4.  Seyahate çıkmadan gideceğim yerler, göreceğim mekanlar, inip bineceğim vesaitler hakkında ufak seyahat defterime not almak. Sanırım uzun seyahatlerde seyahatimize son 5 6 gün kala full araştırma ve not almakla vakit geçiriyorum. Nerede ne görülür hangi vesaitler daha uygundur. 2 mekan arası kaç kmdir, yürünür mü, hangi otelde kalınır, helal yemek imkanları nelerdir gibi ufak çaplı araştırmalar yapıp notlar alıyorum. Seyahatimizin kolaylığı açısından çok faydalı oluyor özellikle vesait bilgileri.


5. Yurt dışı seyahatlerinde ülkenin para birimini, TL ve USD karşılığını not ediyorum. Kurlar günlük değişsede üç aşağı beş yukarı aynıdır. Ona göre yaklaşık bi bütçe hesaplaması yapıyorum. Mesela yanımızda götüreceğimiz miktarı belirliyorum, Harcanması hedeflenen ve geri getirilse diğer seyehat için kenara kolyulacak miktarıda az buçuk belirliyorum :D Mesela 1.000 usd yanımıza aldıysak hedeflenen bütçe 750 Usd nin üstüne çıkmamak. Eğer bunu başarabilmişsek ne ala:) Başaramasakta kalan 250 USD fazla harcama durumlarında imdada yetişimiş oluyor. Ama herzaman bi üst limitimiz ve yanılma payımız oluyor bütçe olarak.







15 Ağustos 2017 Salı

AMSTERDAM KUZEYİN VENEDİĞİ

15 Ağustos 2017 Salı
Ne demişler?
Çok okuyan mı, Çok gezen mi
Eee ben hem çok okuyorum hem çok geziyorum ama hala bişi bilmiyorum :)
Bi kaç yılın ardından bu sefer Asya'nın tersine Avrupa Düştü yolum çokta bayılarak değil tabi malum bi Asya aşığı olarak.
Ama olsun yeni diller yeni kültürler yeni şehirler... Öğrenmek güzeldir.
Bu avrupa ziyaretimde istikamet Almanya Hollanda ve Belçikaydı.
Ama baştan söyleyeyim m Almanya ve Belçikada pek de görülmeye değer birşey yoktu bence >_<


Hollanda için aynı şeyi söyleyemem... Mükemmeldi Amsterdam. Nasip olursa tekrar eşimle gitmek istiyorum Amsterdama. Kuzeyin Venediği Amsterdam aşıklar ve örgürlükler şehri >_< Kuzeyin Venediği demişken Amsterdamda Venedikten daha çok kanal olduğunu biliyor muysunuuuuuzzz????? Kenti bir örümcek ağı gibi saran, birbiriyle bağlantılı 165 kanal Amsterdam’ın her yerine su yoluyla da ulaşabilmenizi sağlıyor.
Kanalları Tarihi havası Yüzen evleri Tekneden mahalleleri... Herşeyiyle görülmeye değer hem gecesiyle hem gündüzüyle... Sanırım Seul'den sonra aşık olduğum şehirler içinde Amsterdam. Evet en çok hayran kaldığım yüzen evlerdi, Suyun içinde evler. Çok harika değilmi?  Ve bisikletlerrr. Aman allahımmm dehsett derecede bisikletli var .810.000 kişinin yaşadığı bu şehirde 1.000.000 bisikler var. Sokaklar çok küçük yollar düz. Arabaya ne gerek var?
Yine hayrete düştüğüm birşey vardı Amsterdama gitmeden evvel bir gezi programında dinlemiştim. Hazır mısınız??? AMSTERDAM’IN BÜYÜK BÖLÜMÜ DENİZ SEVİYESİNİN ALTINDADIR. Yaaa evet -1 ler -2ler  vs... Şaşırtıcı demii ama gerçek . Bazı kesimlerde evler var deniz kenarında ama denizi göremiyor :) Aşağıda çünkü :D  Sonraaaaaa Amsterdamda 2.500den fazla bot ev var. Bildiğiniz bot ev şeklinde . istediğin yerde gezz .
Amsterdam dünyanın çok kültürlü çok dilli kentlerinden birisi , sanırım 180e yakın ülkeden millet bulunuyor.

Bu arada Amsterdam tarihi hakkında kısaca bi kaç kelime söyliyim. Bu şehir 12. yüzyılda Amstel ırmağının kıyısında bir balıkçı köyü olarak kurulmuş. Dam demek  baraj demek. Amstel kanallarının üstüne kurulan baraj şehri zamanla AMSTELDAM'DAN AMSTERDAM'a dönüşmüş.
Amsterdam isminin kısaca da hikayesi bu. Size alıntı bir fotoğraf göstereceğim hemen altta. Amsterdamın yukarıdan fotoğraflanması. Şimde neden Amsterdam anlayacaksınız .

İşte böyle Hayret verici bi şehir.
Hollanda için bi özlü söz var
''DÜNYAYI TANRI YARATTI, AMSTERDAMI İNSANLAR''
Neredeyse doğru diyeceğim bu doldurma şehir için. Hayretler verici bence zamanın teknolojisiyle böyle bi şehir inşaa edilebilmesi. suyun içinde kazıklar üstüne.

 Haa bu arada Amsterdamda  zamanında toprak az insan çok. Buna bi yol bulmak lazım. Ne yapmışlar biliyor musunuz ? Evler için ön cephe vergisi koymuşlar. Ne kadar büyük cephe o kadar çok vergi :) Bu yüzden evlerin ön cephelerinin çok da büyük olmadığını fark edeceksiniz.


Amsterdam’da köprü açılmış ve altından tekne geçerken insanlar sabırsızca bekliyor. Kanallardan geçen gemiler için açılan köprüler nedeniyle yaya, bisiklet, araç, tramvay, tüm trafik bir süre durur. Açılan köprüler en yaygın gecikme sebebine dönüşüverir anında  :) Baksanıza kooooca gemiii inanın hayret verici şehrin ortasında böyle yaratık vari gemilerin dolanması :D



Hollanda- Amsterdam







Dam meydanındaki Kraliyet Sarayı arkamda gördüğünüz yapı. 14.000 ahşap kazık üzerine inşaa edilmiştir. Hayretler verici... Bu şekilde tüm Amsterdamın altı kazıklarla dolu. Malum kanallarla dolu bir şehir olduğu için sulak toprağa inşaatın tutunması lazım.
Amsterdam Centraal tren istasyonu yaklaşık 6000 ahşap kazık üstüne inşaa edilmiş yine.


Hollanda pabucu ^^


Sudaki evler işte ^^

Çok beğenmediğim için canım Berlin ve Belçika hakkında yazmak istemiyor şu an :D Coming soon diyelim onlarıda :)

KORE

KORE GEZİMLE İLGİLİ YANIT 

 Aslında bu soruları cook kez duydum bu soruyu ama hep üşendim uzun cevap vermeye şimdi merak edenler için yazıyorum^^
Evet ben Koreye gittim 7 eylül 1 ekim arası^^ 24 25 gün~~ İstanbul büyük şehir belediyesi kore kültür dernek aracılığı ile gönüllüler arıyordu 2011 gyeongju dünya kültür fuarı için... İngilizce ve korece bilen... Bunun için telde sözlü mülakat gibi bişi yaptılar korece ve ingilizce. Tabiiki içlerinden en iyileri seçildi korece yada ingilizcede. Gyeongju beledıyesı(fuarın yapıldığı) türk gönüllülerin yer sorununa el atıp kalma masraflarımızı ve yeme masraflarımızı üstlenceğini söyledi yani bizler gönüllüler için 5 yıldızlı bir otel ayarlamış orda kaldık gönüllülük süresince. Yine dernekde bizler için asiana airlines aracılığı ile indirimli biletler ayarladı~~
Yani sizlerin anladığı tarzda iş manasıyla gitmedim oraya. vizesiz turist olarak~~ Vize yok yani^^ para almadık çünkü resmi bir çalışma değildi...
Bunun dışında gönüllülük vaktine kadar yani 21 eylüle kadar ben seulde kendi imkanlarımla kaldım. Hostelde~~Hostel dediğimiz yer ucuz yollu küçük misafir evi dediğimiz yerlerdir .Korede çook meşhur turistlerin yüzde 80i oralarda kalır.Neyse.... 4- 6 yataktan olusan odalar vardır. Yani düşük bütçeli insanlar için. temiz ve konforlu ama^^ hem bir çok ülkeden insanla tanışabilirsin^^ ben bir sürü amerikan alman japon malay arkadaş edindim^^
İşte 13 gün hostelde bir gün bir ablamın evinde kaldım. Günlüğü 22 bin wondan~~ Şu an won dolarla hemen hemen aynı nerseyse 550 WON 1 TL / YADA 1 TL - 1800 WON.Kore parası olan won yani bayağı pahalı bir mahlukat anlayacağınız:D
Arkadaşımız türklere tutumunu sormuş... ve de hayallerimde ki gibi bir yer miydi??? Yazmıştım gitmeden evvel çook korkuyordum ya hayallerim suya düşer pişman olursam farklı şeylerle karşılaşırsam...
YERSİZMİŞ TASALARIM... ÇOK SEVDİMMM ÇOOOKKKK ÖYLEKİ DÖNERKEN  1 GÜN ÖNCE AĞLAMAYA BAŞLADIM TÜRKİYEYE İNDİĞİMDE HALA AĞLIYORDUM:D U çakta insanlar tuhaf tuhaf anlamadan bakıyorlardı neden ağlıyor bu kız diye:D Kore mükemmel bir ülke çok gelişmiş teknolojik olarak. ama aynı yandan doğasını tarihini mükemmel şehirde koruyor. Turistler için çok fazla ücretsiz etkinlik var. Türkiyenin 3 4 katı turistle karşılaşırsınız yolda.
Türklere nasıl davrandıklarını sorarsanız karşılaştıklarımın tanıştıklarımın %70 i  yaşlı olsun genç olsun türküm dediğimde '' aaa kardeş ülke'' diye cevap veriyorlardı^^ Çocuklar bile^^ Ve sana olan ilgileri bi kat daha artıyordu. Bazı arkadaşlar baş örtü ile ilgili sorular sormuşlar. Nasıl davrandılar kötümü iyimi yada seni yargıladılar mı filan diye... Arkadaşlar o dediğiniz muamele biz kapalılara sadece %98i müslüman olan ülkemiz Türkiyede yapılıyor...SADECE!!!! Beni el üstünde tuttular çok ama çok saygılı davrandılar. Neden diye sordular ama öğrenmek için yargılamak için değil. Hatta fuarda ilgi odağıydım başörtümle^^ ilgi buhranı geçirdim yemin ederim:D resim çekilmek için amcalar ve çocuklar özellikle sıraya giriyordu benimle^^ Ahhh o ahjussiler birde soju kokmasa :/ ne hoş olacak:/ Korede su gibi alkol içiyorlar. neyseki zararsız hepsi^^
Kore dünyanın ennnnnnn güvenli ülkelerinden bence!!! kendileride öyle diyor zaten . ben1 de 2 de hostele gittim bazen . tek bi kötü şey yaşamadım. 25 gün kaldım yaa abicim haberlerde sadece polıtık seyler vardı. Hiç mi adam karısını kesmez oğlu babasını öldürmez hiç mi hırsız yaşlı kadının parasını çalmaz vs. ne bilim:D Yok abicim!!! varsada haberlere verip pekiştirmiyorlar insanların çocukların zihninde.... Neyse velhasıl bayansanız hiç çekinmeden yalnız başınıza koreye gidebilirsiniz hiç korkunuz olmasın^^
Koreli insanlar benceeee çok yardımsever! ne zaman elimde harita saf saf etrafıma bakınsam biri gelip komikde olsa ingilizceyle nereye gideceğimi soruyordu^^ Söyleyince tarif etmiyor, takip et deyip gideceğin yere seni bırakıyorlardı^^
Bu arada kore yaşlıları aynı türkler gibi :D Mesela ben koreyi çok sevdim gitmek istemiyorum dediğimde hep aynı tepkiyi alıyordum;
''e gitme o zaman. İyi bir erkekle tanış evlen kal''
''ama  evlencek kadar iyi biri ile tnışmadım daha''
''aaaaaa ama sen çok güzelsin bak benim oğlum(torunum yeğenim şuyumun busu:) var seni onlar tanıştırayım.çok yakışıklı iyi biridir''
''gülüşmeler yanaklar kızarır''
:D:D:D:D
Yaaa hayal gibi bir 25 gündü işte benim için ^^ çok sevdim çok eğlendim mutlu oldum^^ evi hiç özlemedim:DBu yazıyı yazmayı hep istedim ama heeeppp üşendim :D sayende wasabi'cim sağol^^ umarım yardımcı olabilmişimdir. üşenmeseydim daha uzun yazardım ama işte tembelim:D mim olursa en tembel blog seçilebilirim :D kkkkk
ARALARA RESİM SERPİŞTİRDİMMM BAKINIZ DİYE^^