18 Temmuz 2019 Perşembe

TURSUZ UMRE ZİYARETİ

18 Temmuz 2019 Perşembe

Sene 2017 Eylül . Biz Tayland'dan geleli 2 ya da 3 ay olmuş. Yeni rotamızda da Umre planı var. Mayıs 2018 gibi gideriz inşallah dedik. Planlar planlar... Tabi biz bu esnada yeni minnak bir bireyin ailemize katılacağı haberini aldık. Olsun dedik hamileyken gideriz, zorlamadan ederiz ibadetimizi de ne olacak modundayız. Oda olmadı çünkü koku hassasiyetimin had safhada olduğu, bir kış sokağa kokudan adim atamadığım bi surecç geçirdim. Nasip dedik kaldırdık rafa . Doğum bebek hengamesi derken ufaklık büyümeye başladıkça bende tekrar düşünceler peydah olmaya başladı ama imkanlar kısıtlı. Euro olmuş 7 tl, dolar olmuş 6 tl. Umre tur fiyatları kişi bası 5.000 tl'den en az başlıyor üzerine üstlük bebeğe de para istiyorlar. Nereden baksanız 12 -13 bin tl'den aşağı fiyat veren yok 3 ümüz için. Sürekli aklımda düşünceler. Düştü ya yüreğe bir kere.

O zamanlar hiç bir bilgim yok tabii ki Umreye de tursuz gidilebileceğine dair. Bizim Malezyalılar var, Asya seyahatinde evlerinde misafir olduk, sonrada onlar 2 kere bizi ziyaret etti. Kısacası artık aile gibi olduk. Onlar bahsetti. Meğerse onlar 2 kere de tursuz gitmişler. Geldi mi bana bi heves bi merak. Nasıl olur nasıl yaparız maddi manevi bütün detayları araştırdım.

Vize lazım,ucuz uçak bileti, otel ayarlamak... İbadet kısmına da hakimsen eh bu kolaymış dedim. Ama gel gör ki uçak biletleri meseleydi ve vize... İstanbul cidde arası 2000-25000tlden aşağı bilet bulamadım.  Vize dersen direk konsolosluktan umre vizesine başvurulamıyor ve aracı bi umre firmasiyla başvurman gerekiyor. Lakin firmalar turlardan kar ettiği için tek vize isine yanaşmadılar. Yanaşanda dünyanın parasını istedi. Araştırma surecim 3-4 ay devam etti sanırım. Sürekli ucuz ucak bileti takip ettim, vize icin araştırma yaptım. En sonunda univesiteden bi ablam daha önce umreye bireysel gittiğini ve yardımcı olacak birini tanıdığını söyledi. Onun vesilesi ile bir tur firması aracılığıyla vizemi almak için sözleştim. Ama once bilet lazım ! Sevgililer gününe az kalmıştı ki Pegasus ani bir indirim yaptı. Gecenin bir vakti hala içimde sorular. 8 aylık bebekle hemde tursuz hemde Arabistan!!! Gelgitler zihnimde dönerken biletler hızla tükeniyor tabiiki. Vize cikacak mi garantisi yok ama karar vermem lazim.

"Allahım evine geliyorum sen işlerimi kolaylaştır misafirini utandırmaz zorda koymazsın" dedim . Aldım gözümü karartıp bileti. Gece eşime söylediğimde uyku sersemi şaka yaptığımı zannetmiş hatta. Ertesi gün hemen belgelerimizi toplayıp vize için götürdük. Sancılı bi süreç daha başladı "Ya Çıkmazsa!" . Çıkacak eminim ama ya çıkmazsa:D Vizemizin çıktığını öğrendiğimde artık yerimde duramıyordum, içim içime sığmıyordu. Sırada otel rezervasyonları vardı. Onlarıda Booking.com'dan hallettik. 9 gece 10 gün Mekke - 3 Gece 4 gün Medine şeklinde bi program yaptım.

Uçuş günü geldi çattı. 6 mart sabaha karşı 3 gibi Arabistan'a vardık. Havaalanından çıkışta Careem taxi (arabistanin uberi) çağırmaya çalışırken 2 türk 1 araptan oluşan 3 kişilik bi grup gideceğimiz yeri sordu ve paylaşımli takside onlara katilabilecegimizi söylediler. Abi Urfali bir iş adamıymış ve Arabistanda ikameti varmiş. Oturumunu kaybetmemek adina senede 2 kere girip cikmasi lazimmis. Sagolsun bayaği yardımcı oldu numarasını verdi yardıma ihtiyacimız olursa diye. Bu arada tursuz gelmemize şok oldu ve çok cesur olduğumuzu defalarca dile getirdi. Ben tabi havalı havalı "Yaaa nolcak bu benim 8. Ülkem bişi diil hepsine tursuz gittik" filan modundayim. Abiyse burasi baska bi dunya diye israr ederken ne dedigini dakikalar sonra anlayacagimdan habersiz gurulaniyorum tabi:D

Neyse 7 kişilik oldukça konforlu lüks araçlarla kişi bası 50 riyale otelimizin önüne kadar bırakıldık. Gecenin bu saati ama kapinin önu servis bekleyen Türkler dolu bayraklarımız asılı otelde. Turklerin coğunlukta olduğu bir otel oldugu icin cok sevindim, tabiiki harika bi secim yaptigim icin kendime bir afferin dedim. Resepsiyona girdik ve Booking rezervasyonumuzu gösterdim. Bekleyin hanim efendi dedi. Eeee bekliyoruz. Eşim ihramli biz ihramli. Bebek uykulu biz yorgun. Odamiza cikacagiz az sonra ve acilen sabah namazina yetisip Canim Kabemi gorecegiz. Heyecanli aceleciyiz. Adam orayi ariyor burayi ariyor. Yarim saat gecti. En sonunda Taksideki abinin ne demek istedigini anladigim an geldi çattı: Hanimefendi otelimiz full, hic boş oda yok!!!
Başimdan aşagi kaynar sular döküldü. Boyle şakami olur! Benim rezervasyonum var. 7 ülke gezdim boyle bisi başima gelmedi. Bir otel nasıl kapasitesinden fazla rezervasyon yapar. Şoktayım. Ihramdayim sinirlenmemem gunaha girmemem lazim ama eldemi. Sesimi yükselttim. Zira herkesin hemfikir oldugu nokta araplara çemkirmessen aslaa ama aslaaaa yardımcı olmaz işini yapmazlar.
Ben ortaligi birbirine katinca adam hemen " o zaman sizi karsidaki bizim diger otele yerlestirelim orda kalin" dedi. Hala sakinlesemedim cunku o oteli ozellikle secmistim ve yeni otel hakkinda hic bi fikrim yoktu. Iyimi kotumu temiz mi. Resmen sokakta kalmiş gibi hissediyordum. Heyecanim korkuya uzuntuye donusmustu ama bu bi imtihandi . Nefesimi topladim. Sakinlesmeye calistim ve israr ettim "Hayir ben burada kalacagim!"
Israrlarim karsisinda adam o zaman öğlene kadar gidin öğlen oda bosalacak sizi buraya geri aliriz dedi. El mecburr o otele yerlestik ama facia. Valizlerimizi koyar koymaz Mescide dogru yola ciktik .

Sabah namazi +Umre+ otele geri dönüs ama nasil huylaniyorum. Hemen 12de asil otelimize gittim. Aksamki resepsionitin yerinde yeller esiyor kimseninde bizden verilen sözden haberi yok. HasbinAlaaahhhh. Ben yine ortaligi birbirine katinca müdür bey geldi bu sefer derdimi tek tek ona anlattim. Sağolsun yardımcı oldu ve saat 2 gibi asil odamıza yerleştigimizde israr etmekte ne kdr hakli oldugumu gordum. Her ne kadar ibadet icin gitsekte 8 aylık bi bebekle temizlik konfor bizim için onemliydi. Böyle bi tecrubeyle Arabistanin olmazlari olduran ulke olduğunu ilk dakikadan anlamiş olduk.

Bu otel kisminı biraz uzun anlattim cunku baska birilerinin yasamasini istemem. Cok sukur bunun disinda ruya gibi bi 15 gündü. Sanki Allah bir bir bütün yardimlarini bize yolluyordu. Otelimizde birsuru Türk firma vardi ve hepsi plan cizelgesi asmisti kapiya.  Musait olan tura rica edip mikat sinirinlarına ve ziyaretlere onlarla katıldık. Geri kalan zamanlarda zaten otellerim önünden kalkan ücretsiz arabistan hükümetine ait Saptco otobüslere binip Mescide gidiyorduk. İbadetimizi bireysel yapıyorduk. Takıldığımız bişi olursa googlea soruyorduk.
  Yemek meselesine gelirsek tabiki oda bize aitti. Zaten buradan kahvaltılık zeytin, kaşar peynir, poğaça,reçel götürdük. Onlar kahvaltı için bizi idare etti. Götürmesekte herşey orada mevcutmuş. Akşam yemekleri için orada çok meşhur elektrikli bi tencere aldık çorba makarna pişirdik. Bazen dışarda arapların şu meşhur fast food zinciri olan AL-BAIK yedik. Yemek mevzuundada hiç bi sıkıntı yaşamadık.

 Yine Mekkeden Medineye gardan kalkan Sapcho otobüslerle geçecektik ki yan otelde bi Tur Rehberi olan Adnan abi ile tanıştık. Bizim tursuz olduğumuzu otobüsle Medine'ye geçeceğimizi öğrenince sağolsun turuna davet etti. Hira nur dağına onun grubu ile tırmandık. Mekke'den Medine'ye onun turu ile geçtik hatta ve hatta Medine'de otellerimiz ayrı yerlerde olmasına rağmen bizi bırakmadı ve grubuna dahil etti. Hakkını ödeyemeyiz. Hızır gibi yolladı Allah onu bize. İşi gücü rast gitsin.
 Medinede ki 3 gecemizin ardından bi araç ile 350 riyal yaklaşık 500 liraya anlaşıp 3 kişi özel konforlu jip tarzı bi araçla Medine'den Cidde Havaalanına geldik ve dönüşe geçtik.

   Bu yazıyı yazmamda ki amaç Kendine Güvenen özellikle zaten halihazırda gezen insanların kesinlikle turla umreye gitme mecburiyeti olmamasıdır. Özellikle turlar bebeklerede ücret isterken diy umre ile 2 yaş altı nerdeyse bedava 2 yaş üstüde çok cüzi bi rakama gelmekte. Normalde Eşim bebeğim ve ben turlarla 12000- 13000 tl gibi fiyatlara gidebilecekken kendi başımıza 3ümüz 7.000 tl gibi bi rakama mal ettik Umremizi. Şunu da söyleyeyim Dıy Umre için en uygun zamanlar ŞUBAT MART NİSAN ayları özellikle gideceklere tavsiyem. Hem sakin hem de uçuş otel fiyatları makul. Çok fazla detaya giremedim ama aklında böyle bişi olanların sorularına herzaman açığım yardımcı olmaya çalışırım. 

























“Çok yaşayan çok görür, çok gezen daha çok görür.” – Arap atasözü

Seyahatle kalın. Şimdilik Kaçtım Ben :)

29 Eylül 2017 Cuma

YOL MESELESİ...

29 Eylül 2017 Cuma


Yol işte çekiyor... Mesele yolda olmak, bir yere varmak hiç değil. Mesele seyahat etmek, sıhhat bulmak. Mesele hatıralar bırakıp, anılar biriktirmek. Gezmek, yaşamak, nefes almak... Mesele bir tek şeyi görmeye gitmek değil, yolda giderken gördüklerin aslında. Yeni şeyler görmek, öğrenmek, deneyimlemek... Bacakların titreyene kadar hiç bilmediğin topraklarda yürümek. Mesele dertlerden kaçmak için yola çıkmak değil, beraberinde götürüp yollara saçmak dertleri, hafiflemiş dönmek...


Çoğu insan Seyahat ve tatil kelimelerini karıştırıp ikisinin aynı şeyler olduğunu düşünmekte. Tatilciler yolculuğun sonundaki varış noktasına odaklanır bedenen stabil kalmayı tercih ederler, seyahat edenler ise varış noktasından bağımsız yolculukta görüp deneyimlediklerine... Kesinlikle tatilin kötü bir şey olduğunu söylemiyorum zaman zaman insan bedeni ona da ihtiyaç duyuyor. Ama seyahat etmenin tatilden daha çok mutluluk verdiğine adım kadar eminim. Bir kere yollara düştükten sonra bir daha asala seyahat etmenin verdiği mutluluktan, sağlıktan, sıhhatten vazgeçemeyeceksiniz. Ve en önemlisi bence seyahat ettikçe insan ön yargılarından dar görüşlülüğünden ve at gözlüklerinden sıyrılıyor...




Ne yöne gidersen git, -doğu, batı, kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu kendi içine doğru bir seyahat olarak düşün. Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.

Seyahatle kalın. Şimdilik Kaçtım Ben :)

TAYLAND SİNGAPUR MALEZYA BÜTÇESİ

Gel gelelim 15 günlük Tayland (9 gün) Malezya (4gün) Singapur (2 gün) gezimizin bütçesine sanırım insanların en merak ettiği araştırdığı mevzulardan birisi de bu. Açıkçası kısıtlı bütçeye sahip olup bizim gibi bir şeylerden kısarak gezmeye çalışan insanlar için en önemli kısım bütçe.

2 kişilik gezi masrafımız ( Evli çift)

Bangkok Hotel : 330 TL ( 3 geceRed Planet Surawong)
Bangkok Yeme içme ulaşım alışveriş : 700 TL ( 200 )dolar
1 GECE HAVA ALANINDA KONAKLAMA :)
Bangkok-Phuket uçuş Kişi başı : 70 TL x 2 = 140 TL Nokair
Phuket Hotel : 120 TL (3 gece  Red Planet Patong)
Phuket yeme içme ulaşım alışveriş turlar : 700 TL (200 dolar)

Bu arada Turlara değinmek istiyorum. Phuket turları öyle hayal edildiği gibi ucuz değildi bize göre. James bond adaları turunu pazarlıkla 130 tl den satın aldık. Şnorkelli dalış turunuda 60 Tlden. Bunlar kişi başı fiyatlar. Malesef bütçemizin dışına çıkmamak adına phi phi turuna katılamadık . Seçimimizi bu seferlik James Bonddan yana kullandık. Avantajları ise gün boyu turda olduğundan ekstra harcama yapmıyorsun ve yemek dahil. Kapıdan alıp kapına geri bırakıyorlar. Phukette muhakkak ama muhakkak yapılması gereken şey turlara katılmak birbirinden güzel cennet adaları görmek. Yoksa ki Phuketin içinde görülmeye değer pek birşey yok.

Phuket-Singapur Uçak biletleri kişi başı : 90 TL x 2 = 180 TL Jetstar.
Singapura indiğimiz gece havalanında konakladık :)
Singapur Kapsul Hostel: 120 TL ( 1 gece ABC HOSTEL )
Singapur Bütçesi: 350 TL (100 Dolar)
Singapur-Malezya Otobüs bileti : Sanırım en konforlu ve en ucuz ulaşım şeklimizdi :D Kişi başı 10 ar singapur dolarına Başkent Kuala lumpura geldik.

Malezya Konaklaması : Couchsufing ( Yerel aile yanında konaklama)
Malezya Bütçesi : 350 TL (100) dolar
Malezya- Bangkok Uçak bileti : 200 TL x 2 = 400 TL Royal Jordanian (Biz puan kullandık bu bilet için 200 liralık yani uçuşumuz toplamdan 400 değilde 200 tlye mal oldu bize)
Bangkok son gece havalanı yakınında konaklama : 70 TL

Toplamda Bu gezinin Maliyeti bize 3.300 Tl gibi bir fiyata mal oldu. Ki Türkiyede 5 yıldızlı bi otelde bu fiyata asla tatil yapamazdık :) Ve bu kadar eğlenemezdik. Biz tutumlu gezginler olduğumuz halde daha az harcayabilirdik bence . Çanta kamera hediyelik vs gibi bazı kıvır zıvır şeyler almasaydık çok daha uygun gezebilirdik.

Kaldığımız Hoteller Ailelere uygun temiz ve ucuz bütçeli merkezi hotellerdi. Ucuz temiz otel arayan herkese Red Planeti tavsiye ederim. Bangkok'daki odamız Patpong Gece Pazarına ve Hava rayına 150 metre gibi bi mesafedeydi . Her yere yürüme mesafesindeydi ve çok yeni bir Hoteldi.
Phukette'ki Red Planet Bangkoka göre biraz daha eskiydi ama fiyat performans karşıması yapıp 3 gecenin 120 tl olduğunu düşünürsek harikaydı. Singapurda'ki hostel ise bir gece için ehhh fena değildi zaten sadece uyumak için kullandık. Singapur'da çok daha uyguna ranzalı hosteller mevcut lakin başörtülü ve evli bi çift olarak biz perdeli kapsul hostel tercih ettik, eh onlarda diğer hostellere göre bir tık pahalılar. Niye hotelde kalmadınız derseniz en uygun temiz oteller gecelik 300 tl den başlıyordu. Sadece uyumak için uğradığım bir mekana açıkçası o kadar ücret vermeye gönlüm el vermedi :)

Uzun lafın kısası korkmayın. Yola çıkın. Biz gerekirse az yedik çok yürüdük ama çok gördük çok öğrendik. Başka ülkeler, başka hayatlar, başka kültürler görmek gerçekten paha biçilemez. Yola çıkmadan önce bu gezilerin ne kadar da kıymetli olduğunu insana neler kattığını anlayamıyor insan. Cesaret edin yola çıkın... Herşey güzel olacak...

Tayland - Bangkok
Grand Palace

Tayland - Phuket
James Bond Adası

Singapur - Marina Bay 

Malezya - Kuala Lumpur
Merdaka Meydanı




Seyahat için yaptığın yatırım kendin için yaptığın en iyi yatırımdır.” – Matthew Karsten

Seyahatle kalın. Şimdilik Kaçtım Ben :)


24 Ağustos 2017 Perşembe

TEZATLIKLAR ŞEHRİ BANGKOK...

24 Ağustos 2017 Perşembe
Gökyüzünü delercesine uzanan beyaz gökdelenlerin griye döndüğünün resmi, bir yandan da rengarenk tapınaklar saraylar...  Gökdelenlerin, lüksün, şatafatın, zenginliğin yanı başındaki ara sokakta kapısız evlerde barakalarda yaşayan mutlu insanların şehri. Trafikte kapana kısılmış lüks arabaların yanı başında trafiğe kafa tutarak hız yapan tuktukların, motorsiklerle kafeslerde canlı hayvan taşıyanların şehri... Bangkok! Katlarca uzanan gökdelenlerin, avmlerin, plazaların yanı başında şehri örercesine açıktan sarkan milyonlarca elektrik kablosunun normalleştiği kent. Gökyüzünde süzülen uzak trenine eşlik eden milyonlarca kablo... Pis hijyenden uzak tezgahlardan kahve ve yemek alan takım elbiseli, gayet zengin ve elit görünümlü tipler... Kadın olmak isteyen erkekler, erkek görünümlü kadınlar. Kız mı erkek mi karar veremediğiniz tipler... Ve aklıma gelmeyen daha yüzlerce tezatlık. Grinin ve tezatlığın şehri Bangkok. Aklımda da kaldı kabimde de....




22.07.2017 CUMARTESİ 
BANGKOK-TAYLAND

İstanbul Sabiha Gökçenden Doha aktarmalı olarak Bangkoka uçtuk. Sabah 7 buçukta uçağımız Bangkok'a varmıştı. Eşim ve ben bilinmez duygular içerisindeydik. Birlikte çıktığımız ilk yurt dışı seyahatimizdi ve de bizi neyin beklediğini bilmiyorduk. Gergindik belkide biraz. Birazda korkuyorduk.

İlk korkumuz pasaport kontrolü içindi. Zira müslüman olduğu için terorist muamelesi gören bir kaç kişinin yazısını görmüştüm Tayland ile alakalı. Pasaport sırası hızlıca aktı sıra bize geldiğinde tek bi soru bile sormadan kontrolden geçmiştik. Hem rahatladık hemde şaşkındık bu kadar kolay olabileceğini tahmin etmemiş sanırım bu konuda fazlaca kuruntu yapmıştık.

Hemen sora sora şehre giden metroyu bulduk. Henüz klimaların etkisindeydik ve hala dışarıda bizi nasıl bi hava beklediği soru işaretiydi. Biletlerimizi metronun son durağı için aldık ve kişi başı 4.5 tl ödedik. Aslında bu bi çeşit hava rayıydı. Yani yolun üstünden giden bir tren. Etrafı izleye izleye son durağa geldik ve aktarma yapmak üzere istasyondan dışarı çıktığımızda beklenen sıcak bizi hunharca karşıladı :) Nefes almaya çalıştıkça , nefes almana izin vermeyen ,ciğerlerine dolan bir nem. Ama nasıl bir nem. Mersinde bulunanınız olmuşsa bilir nemi, oranın 10 katı belki. Otelimize varana kadar su içinde kalmıştık. Otelin kapısından girdiğimizde bizi karşılayan hava sanki soğuk hava deposuna giriyormuşsun hissi verdi sucuk gibi olmuş bedenlerimize. Yinede güzeldi, buz gibi. Otele varışımız 10.00 . Check in saati 14.00. Erken check in yapamıyoruz bütün odalar dolu. El mahkum valizleri bırakıp 14.00a kadar ufak bi keşif yapalım dedik. Yorgun ve uykusuzuz. Şaşkınız da. Yine de çok bi seçeneğimiz yok. Kısa bi tur atacağız etrafta.

Hava alanından aldığımız harita sayesinde ufak ufak yürüyoruz derken Nehir kıyısına giden bi yol ayrımına kadar geldik. Elimizde harita var ama hangi yolun nehre gittiği konusunda şüpheliyiz.
Hemen solumuzdaki biz dükkanın önünde sandalyede oturan 70li yaşlarda bir amca bize doğru geldi.
-Nereye gideceksiniz?
-Nehire gitmek istiyoruz.
-Aaaa nehirrr. Bu taraftan (sagdan giden yol ayrımını gösteriyor, ama haritada soldan gitmemiz konusunda bi fikir oluşmuştu kafamızda, neyse ondan iyi mi bilcez.)

Dört şeritli yoldaki bütün arabaları eliyle durdura durdura bizi karşıya geçiriyor. Ne kadar da yardımsever tatlış bi amca.
-Müslüman mısınız?
-Evet Elhamdulillah müslümanız.
-Bende Müslümanım. İsmim Abdullah. Dedem buranın imamlarındandı. Elhamdülillah elhamdülillah.
-Aaaa şuna bak Hikmet Amca müslümanmış, harika, daha ilk defa konuştuğumuz tay amca müslüman çıktı ! çok şanslıyız.

Yol o kadar büyük ki bunca şeyi cidden karşıdan karşıya geçene kadar konuştuk. Tam karşıya geçirdi bizi Abdullah amca.
-Abdullah amca çok sağol teşekkür ederiz. (yola devam edicez ki)
-Bir hanım eşine iyi hizmet etmeli, Eşine güzel şeyler giydirmelisin. (Hikmetin kolundan tutar) Hemen şurda bi dükkan var, kocana güzel bir gömlek al. Vallaahiii çok ucuz Vallahii. Tayland çok pahalı. Ama Vallahi çok ucuz bu dükkan hem de müslümanlar.

Haydaaaaa. Dakka bir gol bir :) Bu tarz üç kağıtçıları, zorla mağazaya götüren tuktukçuları duymuştum ama bu kadar da ilk dakkadan insanın başına gelir mi arkadaş :) Şansında bu kadarı.
Amca hikmeti kolundan tuttu takip et beni diyor.

-Amcacım biz bugun daha yarım saat evvel geldik şimdi işimiz varr.
-Vallahi çok ucuz gel. Hemen şu dükkan

İnsan kıramayan doğamız gereğince ve yorğunluğun şaşkınlığın etkisiyle Abdullah amcanın bizi götürdüğü dükkana girdik. Dükkan dediğime bakmayın. Terziymiş meğer. Kumaşlar, mankenler, mankenlerin üstünde dikilmiş gömlekler takım elbiseler var. İçerdeki adam bize bütün kumaşları açmaya fiyatları anlatmaya başlıyor. 

-Bi sanıye açmayın lütfen. Bizi buraya abdullah amca getirdi onun hatrı için geldik şöyle bi göz atalım. Henüz geleli bi saat oldu Taylanda. İnşallah başka bir gün geliriz.

Abdullah amcaya döndüm:

-Abdullah amca biz çok yorgunuz. Başka bir gün söz geliriz şuan gömleklik bir işimiz yok gidelim biz.

Abdullah amca sandalyeye oturdu arkasını döndü yüzümüze bakmıyor. Yok artık. Adam resmen trip atıyor. Küstü bize. Güle güle bile demedi. Hayırlı işler dileyip dükkandan koşarak uzaklaştık ve geçtiğimiz yoldan nehri bulmak üzere devam ettik. Hem başımıza gelen olayın mukayesesini yapıyoruz hemde nehri bulmaya çalışıyoruz. Yorgun ve üstüne şok olmuş durumdayız. İlk günden bloglarda okuduklarımın başımıza geleceğini açıkçası beklememiştim.











"Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlayamayabilirsin. şimdi başla!. şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla. "

Seyahatle kalın. Şimdilik Kaçtım Ben :)

İÇE YOLCULUK...



En pahalı ev, en son model arabalar ya da en pahalı takılar isteyenlerin , başka kültürleri öğrenmek, yeni yerlere seyahat ederken aslında benliğine seyahat ettiğini öğrenmekte benim olsun. Çünkü kendime yaptığım en büyük yatırımım bu benim. Seyahat etmek...

Kilometreler aştıkça benliğimi de aştığımı ve daha çok tefekkür ettiğinm, kocaman dünyamızda ne kadar da küçücük minicik olduğumu gördüm. Dağlar, taşlar, şelaleler, ucu bucağı olmayan masmavi okyanuslar, siyah, sarı, beyaz rengarek insanlar, envai çesit din, dil, ırk... Sonsuz sayısız tefekkür kaynağı!

Kilometreler aştıkça ne kadar da gereksiz şeylere ihtiyaç duyduğumu, Aslında bu dünyada bir göçebe olduğumu, bu kadar çok şeye ihtiyacımın olmadığını, luzumsuz yerlere akıl almaz paralar harcadağımı, neredeyse hiç birinin aslında temel ihtiyaçlarım olmadığını gördüm. Az parayla çok yol gidebileceğimi öğrenip bunu hayatın her noktasında kullanmaya başladım. Seyahat ettikçe yardım etmenin ve edilmenin ne kadar da paha biçilemez olduğunu görüp kanıksadım.
 Dünya gezilip görülecek o kadar güzelliklerle doluki, hayal etmesi güç görmeden.
 Amacım daha çok yer görüp daha çok ilham almak insanlardan, hayattan, doğadan, iyiliklerden...
7 yıl 7 ülke Hayalim gerçeğe döndü. İlerleyen zamanlarda Daha çok seyahat edebilmek dileğiyle.
 Şuraya da özlü bir söz bırakayım gitmeden:

Bundan 20 yıl sonra yaptıkların değil, yapamadıkların için üzüleceksin; dolayısıyla halatları çöz, güvenli limandan uzaklara yelken aç, rüzgarı yakala, araştır, düşle, keşfet. 
-Aldous Huxley-

Seyahatle kalın. Şimdilik Kaçtım Ben :)


Seyahate Çıkmadan Yapılması Güzel Olacak Şeyler Listesi :)

1. İlk ve ilk sırada bence sadaka vermek var. Az sadaka çok bela def eder. Yol hali her zaman stabil hayattan zordur. Nelerle karşılaşılacağı muammadır. Yolculukta bela ve musibetlerin yaşanabilmesi pek tabii ihtimal dahilindedi. Yol selameti için benim ilk yaptığım şey az da olsa sadaka vermektir.

Hz. Ali radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Sadaka vermede acele edin. Çünkü belâ sadakanın önüne geçemez." (Feyzu'l-Kadîr, 3, 195).

Hadis-i şerifte “Sadaka Rabbin gazabını söndürür ve kötü ölümden kurtarır.” buyurdu

2. Arayabildiğim kadar çok insanı arayıp helallik almak. Tamam ölüme gitmiyoruz herhalde diyenlerinizi duyar gibiyim :) Olsun her an her saniye helalleşmenin nesi kötü ki.


“Biriniz yolculuğa çıkacağı zaman, din kardeşleriyle (helâlleşip) vedalaşsın. Zira Allâhü Teâlâ, kardeşlerinin duâlarında onun için bereket ihsan eder.”

(Hadîs-i Şerîf, Feyzu’l-Kadîr)


3.  Bu anektot özellikle hanımlar için :) Yola çıkmadan evi temizlemek... Döndüğünde zaten bi ton çamaşır işi bavul boşaltma seromonileri olacağından en güzeli evi tertemiz mis gibi ak pak bırakmak. Emin olun dönünce bunu yapmadığınıza pişman olacaksınız :D Seyahat dönüşü temiz bir eve girmek gibisi yok. Özellikle buzdolabında bozulacak yiyecekler unutmamak paha biçilemez olur :)

4.  Seyahate çıkmadan gideceğim yerler, göreceğim mekanlar, inip bineceğim vesaitler hakkında ufak seyahat defterime not almak. Sanırım uzun seyahatlerde seyahatimize son 5 6 gün kala full araştırma ve not almakla vakit geçiriyorum. Nerede ne görülür hangi vesaitler daha uygundur. 2 mekan arası kaç kmdir, yürünür mü, hangi otelde kalınır, helal yemek imkanları nelerdir gibi ufak çaplı araştırmalar yapıp notlar alıyorum. Seyahatimizin kolaylığı açısından çok faydalı oluyor özellikle vesait bilgileri.


5. Yurt dışı seyahatlerinde ülkenin para birimini, TL ve USD karşılığını not ediyorum. Kurlar günlük değişsede üç aşağı beş yukarı aynıdır. Ona göre yaklaşık bi bütçe hesaplaması yapıyorum. Mesela yanımızda götüreceğimiz miktarı belirliyorum, Harcanması hedeflenen ve geri getirilse diğer seyehat için kenara kolyulacak miktarıda az buçuk belirliyorum :D Mesela 1.000 usd yanımıza aldıysak hedeflenen bütçe 750 Usd nin üstüne çıkmamak. Eğer bunu başarabilmişsek ne ala:) Başaramasakta kalan 250 USD fazla harcama durumlarında imdada yetişimiş oluyor. Ama herzaman bi üst limitimiz ve yanılma payımız oluyor bütçe olarak.







15 Ağustos 2017 Salı

AMSTERDAM KUZEYİN VENEDİĞİ

15 Ağustos 2017 Salı
Ne demişler?
Çok okuyan mı, Çok gezen mi
Eee ben hem çok okuyorum hem çok geziyorum ama hala bişi bilmiyorum :)
Bi kaç yılın ardından bu sefer Asya'nın tersine Avrupa Düştü yolum çokta bayılarak değil tabi malum bi Asya aşığı olarak.
Ama olsun yeni diller yeni kültürler yeni şehirler... Öğrenmek güzeldir.
Bu avrupa ziyaretimde istikamet Almanya Hollanda ve Belçikaydı.
Ama baştan söyleyeyim m Almanya ve Belçikada pek de görülmeye değer birşey yoktu bence >_<


Hollanda için aynı şeyi söyleyemem... Mükemmeldi Amsterdam. Nasip olursa tekrar eşimle gitmek istiyorum Amsterdama. Kuzeyin Venediği Amsterdam aşıklar ve örgürlükler şehri >_< Kuzeyin Venediği demişken Amsterdamda Venedikten daha çok kanal olduğunu biliyor muysunuuuuuzzz????? Kenti bir örümcek ağı gibi saran, birbiriyle bağlantılı 165 kanal Amsterdam’ın her yerine su yoluyla da ulaşabilmenizi sağlıyor.
Kanalları Tarihi havası Yüzen evleri Tekneden mahalleleri... Herşeyiyle görülmeye değer hem gecesiyle hem gündüzüyle... Sanırım Seul'den sonra aşık olduğum şehirler içinde Amsterdam. Evet en çok hayran kaldığım yüzen evlerdi, Suyun içinde evler. Çok harika değilmi?  Ve bisikletlerrr. Aman allahımmm dehsett derecede bisikletli var .810.000 kişinin yaşadığı bu şehirde 1.000.000 bisikler var. Sokaklar çok küçük yollar düz. Arabaya ne gerek var?
Yine hayrete düştüğüm birşey vardı Amsterdama gitmeden evvel bir gezi programında dinlemiştim. Hazır mısınız??? AMSTERDAM’IN BÜYÜK BÖLÜMÜ DENİZ SEVİYESİNİN ALTINDADIR. Yaaa evet -1 ler -2ler  vs... Şaşırtıcı demii ama gerçek . Bazı kesimlerde evler var deniz kenarında ama denizi göremiyor :) Aşağıda çünkü :D  Sonraaaaaa Amsterdamda 2.500den fazla bot ev var. Bildiğiniz bot ev şeklinde . istediğin yerde gezz .
Amsterdam dünyanın çok kültürlü çok dilli kentlerinden birisi , sanırım 180e yakın ülkeden millet bulunuyor.

Bu arada Amsterdam tarihi hakkında kısaca bi kaç kelime söyliyim. Bu şehir 12. yüzyılda Amstel ırmağının kıyısında bir balıkçı köyü olarak kurulmuş. Dam demek  baraj demek. Amstel kanallarının üstüne kurulan baraj şehri zamanla AMSTELDAM'DAN AMSTERDAM'a dönüşmüş.
Amsterdam isminin kısaca da hikayesi bu. Size alıntı bir fotoğraf göstereceğim hemen altta. Amsterdamın yukarıdan fotoğraflanması. Şimde neden Amsterdam anlayacaksınız .

İşte böyle Hayret verici bi şehir.
Hollanda için bi özlü söz var
''DÜNYAYI TANRI YARATTI, AMSTERDAMI İNSANLAR''
Neredeyse doğru diyeceğim bu doldurma şehir için. Hayretler verici bence zamanın teknolojisiyle böyle bi şehir inşaa edilebilmesi. suyun içinde kazıklar üstüne.

 Haa bu arada Amsterdamda  zamanında toprak az insan çok. Buna bi yol bulmak lazım. Ne yapmışlar biliyor musunuz ? Evler için ön cephe vergisi koymuşlar. Ne kadar büyük cephe o kadar çok vergi :) Bu yüzden evlerin ön cephelerinin çok da büyük olmadığını fark edeceksiniz.


Amsterdam’da köprü açılmış ve altından tekne geçerken insanlar sabırsızca bekliyor. Kanallardan geçen gemiler için açılan köprüler nedeniyle yaya, bisiklet, araç, tramvay, tüm trafik bir süre durur. Açılan köprüler en yaygın gecikme sebebine dönüşüverir anında  :) Baksanıza kooooca gemiii inanın hayret verici şehrin ortasında böyle yaratık vari gemilerin dolanması :D



Hollanda- Amsterdam







Dam meydanındaki Kraliyet Sarayı arkamda gördüğünüz yapı. 14.000 ahşap kazık üzerine inşaa edilmiştir. Hayretler verici... Bu şekilde tüm Amsterdamın altı kazıklarla dolu. Malum kanallarla dolu bir şehir olduğu için sulak toprağa inşaatın tutunması lazım.
Amsterdam Centraal tren istasyonu yaklaşık 6000 ahşap kazık üstüne inşaa edilmiş yine.


Hollanda pabucu ^^


Sudaki evler işte ^^

Çok beğenmediğim için canım Berlin ve Belçika hakkında yazmak istemiyor şu an :D Coming soon diyelim onlarıda :)